YENİ KABİNEYİ NASIL OKUMALI?
yeni kabineye baktığımda Erdoğan'ın, siyasi hayatının son deminde fabrika ayarlarına dönmek, kendisi gibi olmak istediğini görüyorum.
Veysel Tepeli
veyseltepeli@hurmanset.com - 0322Soylu'ya yeni kabinede yer verilmemesini, Erdoğan'ın MHP prangasından kurtulmaya çalışması olarak okuyorum.
Yeni İçişleri Bakanı Yerlikaya, İstanbul Valisiyken Soylu'yu rahatsız eden adımlar atmış olsa da Soylu'nun çevresindekilerden çok da uzak biri değil.
Yerlikaya tercihi "ne şiş yansın ne de kebap" misali olmuş gibi.
Milletvekili seçilen eski bakanların çoğuna görev verilmemesi; meclisteki/komisyondaki milletvekili çoğunluğunu korumak içinse, önümüzdeki dönemde MHP ile birçok fikri ayrılık yaşayacağı anlamına geliyor. Çünkü söz konusu milletvekili eski bakanlar olmasa bile Ak Parti, MHP'nin desteğiyle her yerde çoğunluğu sağlar.
Yeni kabine, ekseriyetle İslamcı yanı ağır basan isimlerden oluşmuş.
Bu da Erdoğan'ın kendini İslamcılar içinde daha güvenli ve rahat hissettiğini gösteriyor.
Kabinede siyasilerden çok bürokrat tercihi, Erdoğan'ın siyasi fırıldaklıktan yorulduğunu gösteriyor.
Hazine ve Maliye Bakanlığı için Erdoğan, Mehmet Şimşek'i razı etmek için çok uğraştı.
Mehmet Şimşek'in çok iyi bir maliyeci olduğuna inandığı için peşinden koştuğunu düşünmüyorum.
Geçen dönem Erdoğan, hazine ve maliye üzerinde tek yetkili gibi hareket etti.
Atadığı bakan ve bürokratlardan istediği atılımları görmeyince görevden aldı. Kimisi baskıya dayanamayıp istifa etti.
Haliyle yabancı sermaye bundan ürktü ve ülkeye gelen yatırım azaldı. Türkiye'nin küresel kredi notu düştü.
Mehmet Şimşek, siyasete girmeden önce Küresel Sermaye'nin kalelerinden biri olan Merril Lynch'ın üst düzey yöneticiliğini yaptı.
Küresel Sermayenin yakından tanıdığı Mehmet Şimşek'i Hazine ve Maliye'de tam yetkili bakan yaparak Küresel Sermaye'ye uzatılan barış çubuğu olduğunu düşünüyorum.
Küresel Sermayenin ilkelerine sıkı sıkıya bağlı Şimşek, muhakkak Küresel Sermayenin razı olacağı bir isimdir.
Lakin Küresel Sermaye, Erdoğan'ın hazine ve maliyeye müdahale etmeyeceğinden emin olmak için bir süre temkinli davranacaktır.
Kabine'nin en kilit isminin, eski MİT Müsteşarı Hakan Fidan olduğunu düşünüyorum.
Malumunuz, anayasal bir değişiklik olmadığı müddetçe bu dönem Erdoğan'ın son Başkanlık dönemi.
5 yıl sonra Erdoğan mecburen siyasetten emekli olacak.
Dış İşlerini vererek kendinden sonra Hakan Fidan'ı veliaht olarak işaret ettiği kanaatindeyim.
Milliyetçi cephe Erdoğan sonrası için Soylu'yu düşünüyor.
Berat Albayrak, hala vazgeçmiş değil. Damat kontenjanından Başkan olma hesapları yapıyor.
Sabah gurubu ve Demirören'e ait Hürriyet ve Milliyetin yayın politikasını belirleyen kardeşi Serhat Albayrak'ın basın desteği ve Ak Parti içindeki yakınlarının desteğiyle Başkanlık mücadelesini sürdüreceğini düşünüyorum.
Yani Hakan Fidan'ı zor bir süreç bekliyor.
Özetle; yeni kabineye baktığımda Erdoğan'ın, siyasi hayatının son deminde fabrika ayarlarına dönmek, kendisi gibi olmak istediğini görüyorum.
Bence de doğrusu bu olur.
Ama derin Ulusalcı Kemalist sistem ne kadar buna müsaade eder; bekleyip göreceğiz.