ORTADOĞU İNSANINI GÜTMEK
Çoğumuzun hoşuna gitmeyecek ama şuan yaşanan siyasi çekişme de aksiyon üzerinden değil reaksiyon üzerinden işliyor.
Veysel Tepeli
veyseltepeli@hurmanset.com - 0322Bizim de içinde olduğumuz Ortadoğu insanı aklından ziyade duygularıyla hareket eder.
Duygularıyla hareket ettiği yetmezmiş gibi bu duygularını da en uçta yaşar.
Sevgisinin tapınmaya, kırgınlığını/kızgınlığının nefrete dönmesi çok kolaydır.
Hayatı, reaksiyon/tepki üzerine yaşarız.
Sevgimiz de kördür, nefretimiz de kör.
Adalet anlayışımız kısas/intikam üzeredir.
Belge, somut deliller kadar zannımız/kanaatimiz de hüküm vermede etkindir.
Hatta kimi zaman deliller aksini söylese de zannımıza uyarız.
Ortadoğu insanının bu tepkiselliğini ve duygusallığını iyi bilen küresel ve yerel toplum mühendisleri bizlerin algılarıyla oynayarak sürü gibi güdüyor ve yönlendiriyor.
Huntington'un meşhur "Medeniyetler Çatışması" tezinin temelinde aslında bu davranış anomalisi vardır.
Özellikle 1990 sonrasında Ortadoğu'da yaşanan dini, mezhebi ve etnik çatışmaların arka planında Küresel Toplum Mühendislerinin bu davranış anomalisi üzerinden kurdukları tezgâh vardır.
Yerelde de bunu kullananlar var.
Çoğumuzun hoşuna gitmeyecek ama şuan yaşanan siyasi çekişme de aksiyon üzerinden değil reaksiyon üzerinden işliyor.
Etrafınıza baksanıza;
Neredeyse tüm partiler kör bir nefret ve kör bir sevgi üzerinden propaganda yürütüyor.
"Terör/Terörist, Hain, Dış Güçler, Yerli İşbirlikçiler, Silah Sanayi... vs."
Siyasi liderlerden herhangi birisinin bu kavram ve cümleleri kullanmadığı tek bir konuşması var mı?
Sadece siyaset değil; bir spor eğlencesi olan futbol bile bu anormallik üzerinden yürüyor.
Futbol üzerinden oluşan korkunç ranttan pay almak isteyenler, takımlar arasında nefreti pompalayarak bu amaçlarına ulaşıyorlar.
Duygu ve duygusallık güzeldir; tabii ki kullanılmadan/eşekleştirilmeden yaşamak şartıyla.