03 Mart 2023 - Cuma

Hilafeti Kaldırmak Siyasi Basiretsizliktir

Hilafetin kaldırılması, bilmediğimiz bir anlaşmanın/diyetin karşılığı değilse; ülke yöneticiliği açısından büyük bir basiretsizlik örneğidir.

Yazar - Veysel Tepeli
Okuma Süresi: 3 dk.
Veysel Tepeli

Veysel Tepeli

veyseltepeli@hurmanset.com - 0322
Takip EtGoogle News

                                         

Bugün 3 Mart.

Hilafetin kaldırıldığı gün.

Kimimize göre bu karar; modern ve çağdaş Türkiye için bir prangadan kurtulma kararıdır.

Böyle düşünenler, varsınlar kendilerini kandırsınlar.

Bana göre, 2 milyardan fazla Müslümanı dini açıdan başsız bırakmanın vebali ağırdır. Olayın failleri öldüğü ve konu Mahkeme-i Kübraya intikal ettiği için Hilafetin kaldırılmasını, dini açıdan değerlendirmesine girmeyeceğim.

Öncelikle, Hilafetin (Muaviye ve benzeri dönemler de dâhil) Osmanlıdaki yozlaşmış son durumunu kabullenmediğimi, onun özlemi içinde olmadığımı belirtmeliyim.

Bu kararı Seküler ve Küresel Siyaset açısından değerlendireceğim.

600 yılık muhteşem bir imparatorluk sürecinden sonra Anadolu’ya hapsolduğumuz bir dönemde elimizdeki yegâne güç hilafetti.

O zamanlar, 1 milyardan fazla Müslüman kitle üzerinde (istenen düzeyde olmasa da) etkin bir kurumdu.

Hilafetin talebi olmamasına rağmen Afrika’dan guruplar halinde Kurtuluş Savaşına desteğe gelenler(bugün Ege bölgesinde, Adana’nın lokal bölgelerinde gördüğümüz siyahi insanlar bunların torunudur);

Hindistan’daki Müslümanların teneke teneke altın göndermeleri (daha sonra bu altınlarla İş Bankası kuruldu ve Cumhuriyetin ekonomik gücüne büyük katkı sağladı) bu etkinliğin küçük örnekleridir.

Küresel Yağmacı Güçler (İngiltere, Fransa vs) karşısında duran yegâne güç İslam’dı.

Bu Küresel yağmacılar için hilafetin kaldırılması, 1 milyardan fazla bir kitlenin başsız kalması (İslam’ın organize olma fırsatını kaybetmesi) büyük bir nimetti.

Bir imparatorluğun enkazından yeşeren bir ülke olan Türkiye, hilafet kurumunu lağvederek elindeki büyük bir gücü/fırsatı/imkânı elleriyle heba etti.

Hilafet kurumu devam etseydi (Vatikan’ı göz önüne getirin), 2 milyarı aşkın Müslüman kitle üzerinde önemli etkimiz olacaktı.

Tamam, muhtemelen ülke yöneticileri üzerinde ciddi etkimiz olmayacaktı ama o ülkelerin Müslüman halkı üzerindeki etkiyle dolaylı olarak ülke yönetimlerinin şekillenmesinde etkimiz olacaktı.

Bu gün BM’de veto hakkına sahip 5 üyeden biri veya altıncısı Türkiye olacaktı.

Ekonomik, Askeri ve Küresel Siyaset/Güç açısından bize büyük katkısı olacaktı.

Hilafetin kaldırılması, bilmediğimiz bir anlaşmanın/diyetin karşılığı değilse; ülke yöneticiliği açısından büyük bir basiretsizlik örneğidir.

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.